Mısır’da darbeci General Sisi tarafından idamı istenen Muhammed el-Biltaci ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) mensup 12 kişinin idamının Yargıtay tarafından onanması telin edildi.
İdam kararlarını protesto etmek için Saraçhane parkında bir araya gelen Özgür-Der mensupları ve Türkiye’deki Mısırlılar protesto gösterisi düzenledi. Protesto gösterisinde Mısırlı ve Türkiyeli konuşmacılar, Mısır’da darbeci General Sisi’nin talimatıyla verilen idam kararlarının hukuksuz olduğunu belirtirken alınan kararların dünyanın gözü önünde verilmiş yanlış kararlar olduğunu belirttiler. Kaynak: Mısır’daki idam kararları İstanbul’da protesto edildi!
19 Haziran 2021 Fatih Saraçhane’de Özgür-Der’in Basın Açıklaması
İSLAMİ MÜCADELE ŞEHİDLERİN YOLUNDA, MAZLUMLARIN SAFINDA YÜRÜYOR!
Değerli kardeşlerim öncelikle bu eyleme katılan, destek veren, dualarıyla bereketlenmesi için Rabbimize nida eden bütün kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
Bir mücadele devam ediyor. Evet, bu mücadelede zayıfladığımız, geriye düştüğümüz, çokça acı gördüğümüz, acılara maruz kaldığımız süreçler oluyor. Bu süreç de onlardan birisi. Ancak biz muhakkak surette Allah’ın yardımına inanıyoruz ve zaferin en nihayetinde Allah’ın yardımı ve lütfuyla mü’minlerin olduğuna inanıyoruz.
Şimdi çok şey söylendi ben sadece bir hususta hatırlatma yapmak istiyorum. Biz buradan; İstanbul’dan, dün Diyarbakır’dan, Amasya’dan, Bingöl’den, Bursa’dan Türkiye’nin hemen her yerinden Kahire’ye, İskenderiye’ye, Asuvan’a selamlar ve dualar gönderdik.
ZALİMLERLE DEĞİL MAZLUMLARLA KUCAKLAŞACAĞIZ
Dedik ki biz Seyyid Kutub’ların, Hasan El Benna’ların, Muhammed Mursi’lerin, Muhammed Biltaciler’in yolunu sürdüreceğiz ve İhvanı Müslimin’e selam olsun dedik. Bu selamı ve dayanışmayı muhakkak surette, tereddütsüz bir biçimde beyan ettik.
Şimdi Türkiye’de uzun bir zamandan beri maalesef “İhvan Siyaseti” diye küçük görülen, “İhvan’la beraber olmaya mecbur değiliz” diyen, “ne olursa olsun Türkiye’nin ulusal menfaatleri önceliklidir” diyen ve (Mısır’da) Sisi ile barışalım, /Suriye’de) Esed ile kucaklaşalım, (Libya’da) Hafter ile iş tutalım diyen ama her daim zilleti ve zulmü savunmuş birtakım kesimler var. Bu kesimlere (Türkiye’nin dış politikası nasıl olmalı? diye) soracak olsanız (hemen) ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ derler. Ama dünyanın neresinde katil ve despot bir rejim varsa o rejimle muhakkak surette dayanışırlar.
SULH DİYORLAR FAKAT DİKTATÖRLERİ SEVİYORLAR
‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyorlar ama katil Esed’in yolundan gidiyorlar. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyorlar fakat Katil Sisi’nin önüne kırmızı halılar sermek istiyorlar. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyorlar ancak darbeci Hafteri desteklemekten imtina etmiyorlar.
Şimdi bunların ‘yurtta sulh, cihanda sulh’tan anladıkları bu ülkede 27 Mayıs’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar bütün askeri darbeler dönemleridir. Bunlar nasıl Türkiye’de askeri darbeleri, askeri cuntaları, baskı dönemlerini desteklemiş ve baskı resimlerine karşı koymuş insanlara – aynı 27 Mayıs askeri darbesinde Adnan Menderes’e olduğu gibi – idam sehpasını göstermişlerse işte Mısır’da, işte Suriye’de, işte Libya’da, dünyanın dört bir tarafında da maalesef Müslümanlara idam sehpasını göstermekten utanmayan; insanlıktan, hukuktan ve vicdandan nasibini almamış kişilerdir.
MÜ’MİNLER ALLAH’I, ZALİMLER ŞEYTAN’I YOLDAŞ EDİNİYOR
Mü’min erkekler ve mümin kadınlar kendilerine dost olarak mümin erkekleri ve mümin kadınları dost edinirler. Ama eğer zalim erkekler ve zalim kadınlar, münafık erkekler ve münafık kadınlar da kendilerine Sisi gibi, Esed gibi, Hafter gibi zalimleri yoldaş edinirler.
Biz tağutlardan, şeytanlardan, zalimlerden uzak durduk. Biz kendimizi Allah’ın dostu, müminlerin dostu olarak gördük. İnşallah bundan sonra da kendimizi sadece ve sadece Allah’ın ve mü’minlerin dostu olarak göreceğiz.
Rabbim, Allah yolunda ortaya koyduğumuz bütün cehtleri katında bereketlendirsin ve makbul kılsın. Ve inşallah dünyanın dört bir tarafında zulme karşı mücadele eden – Bosna’dan Libya’ya, Libya’dan Mısıra, Mısır’dan Suriye’ye, Suriye’den Doğu Türkistan’a ve Myanmar’a kadar – Rabbim bütün mü’minlerin yardımcısı olsun. Bizleri de bu yolda mücadele eden mü’minlerin yardımcısı kılsın, sesimize güç versin, sözümüzü açık ve anlaşılır kılsın. Ve bizleri kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf bağlayarak çarpışan muvahhid müminlerden kılsın.
Sizleri Allah’a emanet ediyorum. Eylemimizi burada sona erdireceğiz. Katılan bütün kardeşlerimize, dostlarımıza Rabbim çokça lütufta bulunsun. Ve son olarak şu sloganı atalım, sonra pankartlarımız dövizlerimizi toplayarak bugünkü eylemimize inşallah son verelim:
“İstanbul’dan İhvan’a Direnişe Bin Selam!”