Ümraniye’de “28 Şubat Süreci ve Türkiye’de Darbeler” konulu panel düzenlendi. Belediye tarafından organize edilen panel de Türkiye’nin yaşamış olduğu 28 Şubat Post Modern darbe, 27 Nisan e-muhtıra ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi konular ele alındı.
Ümraniye Belediyesinin organize ettiği Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen “28 Şubat Süreci ve Türkiye’de Darbeler” konulu panelin konukları, Gazeteci-Yazar Kenan Alpay ve Eğitimci-Yazar Gülşen Özer oldu. Gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş’ın moderatörlüğünde yapılan programda 25. Yılında 28 Şubat süreci konuşuldu.
28 Şubat dönemini konuşurken kendi jenerasyonunun mutsuz olduğunu belirten Gülşen Özer, herkesin acısının dün gibi taze olduğunu belirtti. 28 Şubat yargılamalarıyla ilgili başörtülülerin intikamcı, kindar diye lanse edildiğini ifade eden Gülşen Özer “Biz bu dünyada adaletin tesis edilmesini istiyoruz. 28 Şubat sürecinde hukuksuz bir şekilde bir gecede okullarından ve mesleklerinden olduklarının altını çizdi. Bunu düzeltmeye gelince epey zorluk yaşandığını söyledi. Memuriyete dönenlerin de afla döndüklerini belirten Gülşen Özer “Arkadaşlarımız affedilmeyi gerektiren bir şey mi yaptı? Bunun düzeltilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.
28 Şubat süresi, darbeler ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin birbirlerinden farklı değerlendirilmemesi gerektiğine işaret eden gazeteci Kenan Alpay ise, “Hukuk dışı teamül ve kalkışmalara girişimlerine imza atanlar Türkiye’de hep resmi ideolojinin öngördüğü “makbul vatandaşı” oluşturmaya çalıştı. TSK ve Yüksek Yargı’nın öncülüğünde Devlet medyadan sermaye ve sendika çevrelerine kadar türlü baskı ve manipülasyon araçlarını kullanarak sistematik olarak toplumu yukarıdan aşağıya mühendislikle şekillendirmeye çalıştı. Hedef bütün değer ve sembolleriyle İslam’ı kamusal alanın tümüyle atılması ve tamamen homojen Ata/Türkçü bir toplum inşa edilmesiydi. Bunun son örneğini 15 Temmuz’da yaşadık. Fakat 28 Şubat sürecinde karşımızda Milli Güvenlik Kurumu vardı. 28 Şubat denildiğinde akla gelen en önemli şey meşru siyasi iradenin yani Hükümetin sıfırlanması ve siyasi iradeyi destekleyen toplumsal kesimlerin bürokratik oligarşinin gösterdiği istikamette karar değiştirmesi, eğer karar değiştirmiyorsa askeri ihtilal dahil zor kullanılmasıdır. 28 Şubat’ta “Ilımlı İslam” projesi adı altında seküler ve ulusalcı, deforme edilmiş ve içeriği boşaltılmış suni bir din modelini uygulamaya koymak istediler. 28 Şubat post-modern darbe sürecinin öncelikli hedefi irticanın sembolü sayılan “başörtülüleri ve sakallıları” terbiye etmekti. 28 Şubat sürecinin en büyük zarar verdiği kısım ekonomiydi. Dünya tarihinde belki bir ilk olarak 21 banka battı daha doğrusu batırıldı ve Türkiye’deki bankacılık yapısı nedeniyle hepimizin bu bankaların oluşturduğu devasa zararları kapattık. 28 Şubat süresinin 1000 yıl süreceğini söyleyen kişi dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu idi ama 28 Şubat sürecinin tüm aktörleri 2 yıl sonra ortadan yok olup gittiler. Çünkü haktan ve halktan değil, zulüm ve baskıdan yana oldular” diye konuştu.
Kaynak: https://umraniye.bel.tr/tr/main/news/umraniyede-28-subat-ve-darbeler-konusuldu/9475
