Yayıncılık, İlkeleri Belirlenmiş Mücadelenin Bir Parçasıdır

Bir Müslüman olarak küfre ve zulme karşı hangi gerekçelerle karşı çıkmak zorundaysak benzer gerekçeler gazete ve dergi çıkarmak için de geçerlidir. Her durumda temel gerekçemiz insanları vahyin aydınlığı ile tanıştırmak olduğuna göre, gazete ve dergi gibi yayınların neden ihtiyaç olduğu da kolayca anlaşılacaktır.
Gazete ve dergiler her ne kadar geleneksel kesimler tarafından modern iletişim araçları içerisinde sayılıyor ve kerih görülüyorsa da, kanaatimce emri bil marufa, nehy anil münkere uygun olarak kullanılabildiği oranda istifade edilmelidir.
Bugün yaşadığımız dönem ve toplumsal yapı zulüm üzerine bina edildiği ve durmaksızın fitne/sorun ürettiği için, fitneyi/sorunu teşhis edecek ve giderecek bir tebliğ/mücadele aracı ihtiyacı olarak yayıncılık bir misyon yüklenmelidir. Ancak, yayıncılık faaliyetinin kendi başına bir alan olarak değil, ilkeleri ve hareket tarzı belirlenmiş bir mücadelenin parçası olarak görülmesi gerektiği kanaatindeyim.

***
Dönemsel olarak bazı olumlu gelişmelerin varlığını ifade etmekle beraber Müslümanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak yayınların oluşturulabildiğini söyleyebilmek maalesef halen mümkün değil. Şöyle ki içinde yaşadığımız toplumda halen Kur’anın anlaşılırlığı veya yaşanılabilir bir hayat nizamı vazettiği konusundan habersiz ne kadar büyük kitleler mevcut. Müslüman camia, itikadi, ameli, ahlaki, siyasi, iktisadi, tarihi vd konularda belli bir söylem ve literatür oluşturabildiyse de bunlar mevcut imkan ve birikim açısından yeterli addedilemez. Dönemsel dalgalanmalar yaşanmakta, istikrarlı ve giderek yükselen bir trend çizecek yayıncılık kendini gösterememektedir. Bu durum, başörtüsü zulmü karşısında yeterince gösterilemeyen duyarlılık kadar Filistin davamıza ancak büyük vahşetler eşliğinde her daim sımsıkı sarılmamız gerektiğini hatırlayan gevşek yapılı duruşlarda da kendini göstermektedir.
Hem mesaj sahiplerinin kendileri açısından, hem de muhatapları açısından temel ve öncelikli ihtiyaçlarını belirleme noktasında yaşanan zaaflar bu dönemlerde yaşanan dağınıklıkların olduğu kadar fikri ve siyasi savrulmaların da sebebi olmuştur. Muhasebe eksikliği veya yetersizliği başarı veya başarısızlık analizi yapılmasını engellemekte… Yayıncılık faaliyetinin ve muhataplarının vahye uygun bir sağlaması yapılamamaktadır ki, dünden bugüne Müslüman camiaya milliyetçilikten liberalizme, muhafazakarlıktan kapitalizme, ulusalcılıktan popülarizme değin bir çok sapma bulaşmıştır. Ümmet veya cemaat söylemlerinin zayıflayıp yerlilik ve kitlesellik söylemlerinin ağır bastığı bir yayıncılığın başarılı addedilebilmesi mümkün müdür?

***
Yayıncılık kendi başına bir faaliyet olmadığına göre hitap ettiğimiz, etmeyi düşündüğümüz kesimlerin de beklentilerine dair planlar, programlar yapılmalı. Okuyucuların beklentileri üzerine değil, ama ihtiyaç, merhale ve taleplerini de programına dahil eden bir dergicilik yapılmalıdır. Ancak “asıl olan hiçbir zaman beklentiler değildir” demek yaşanan sorunlara sırtını dönmeyi, kendi bildiğini okumayı gerektirmez. Yayıncının okuyucuyu, okuyucunun yayıncıyı sahih bilgi ve inanca, basiretli davet ve eyleme teşvik ettiği bir hazırlık sürecini mümkün kılacak vasata ihtiyacımız var. Esasen yazanlar ve okuyanlar diye iki sabit kategori görmediğim için okuyanların sadece okumaya değil nelerin nasıl yazılmasına ilişkin öneri ve eleştirilerini seslendirmeye hak sahibi olarak görülmeli ve yayıncıya yönelik bu seslenişleri her zaman önemsenmesi gerekenler arasında sayılmalı.

***
Dergilerin “yazar okulu” olarak değerlendirilmesine bir yere kadar itibar etsem de, bu söylemin yer yer abartıldığına ve bazı mahsurlar ihtiva ettiğine kaniyim. Mektep, sağlam bir perspektif üzerinde sürdürülen dinamik bir öğrenme ve öğretme, dolayısıyla bir değiştirme, dönüştürme, olgunlaştırma sürecidir. Acaba bu dinamik süreci kavrama ve istikrarla sürdürebilme konusunda yayıncılık dünyasında kaç derginin mektep ve elbette ki hareket özelliği öne çıkabilmiştir. Dergi yayınlanmaya başlarken muharrik güç olan bu temiz duygular ve özlemler, bir süre sonra körelebilmekte veya başkalaşabilmekte… Mektep, kimi zaman bilmediği halde biliyor görüntüsü veren talebelerin, kimi zaman söyledikleri ile yaşantısı arasında uzak mesafeler olan öğrencilerin, kimi zaman da söylediklerinin gerçek başarıyı mümkün kılacak doğru sözler olduğuna inancını kaybeden derbeder öğrencilerin mekanı olabilmektedir. Dergilerin bilgi ile pratiği, ahlak ile siyaseti, tevazu ile cesareti iç içe geçiren mesajı sağlam tutulduğu oranda mektep misyonunu yerine getirememesi için hiçbir sebep yok…

***
Okuma oranlarının düşüşü ve dergicilik faaliyetinin zorlaşması ciddi bir problem… Muhatap kitleyi okumaktan ve dergi takip etmekten alıkoyan zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak gerekiyor. Bu zararlı alışkanlıkların başında tv. ve futbol-eğlence kültürü geliyor. Zihinleri felç eden, hayatı yozlaştıran bu tür tuzaklara karşı tutarlı ve derinlikli bir söylem ve pratik sergilemeliyiz. Herhangi bir boşluk oluşmaması için kitap ve dergi okuma günleri, kitap ve dergi tartışma zeminleri, yayıncı ve okuyucuların bir araya geleceği istişari toplantılar tertip edilebilir.

***
Vuslat Dergisi’ni öncelikle hem resmi ideoloji ve kullarına karşı ilkeli duruşu ile hem de İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı akıtan Emperyalizm ve yerli işbirlikçilerine karşı sergilediği ümmetçi duruşu dolayısıyla tebrik etmek isterim. İstikrar ve istikamet üzere 100 aylık bir yayıncılık bu zorlu dönemde büyük bir nimettir.
Vuslat bir yandan Kur’an’ın sahih bir biçimde anlaşılması ve yaşanması konusunda mücadele ederken, diğer yandan kafir ve zalimlere karşı ümmet bilincini ayaklandırmaya çalışan azmini ısrarla diri tutmalıdır.
Kardeşlik duyguları zayıflamış Müslümanları birbirine yakınlaştırmak için Nebevi daveti daha bir öne çıkaran Vuslat, çağdaş Firavun ve Nemrutların atalarından esasen bir farklarının olmadığını, bugün her bir Müslümanın Hz Musa gibi, Hz İbrahim gibi davet ve mücadele ile yükümlü olduğunu hatırlatmaya devam etmelidir.

Kaynak : http://www.vuslatdergisi.com/article.php?id=dcd37235b794d830fff54b4a4c47f246&sid=9207168534

İçeriği Paylaşabilirsiniz

Bayramımız Daim ve Mübarek Olsun

Sonra »

Ölümü Yakıştırmayın, Ahireti Hatırla(t)mayın